NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ صَالِحٍ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
وَهْبٍ
حَدَّثَنَا
مُعَاوِيَةُ
بْنُ صَالِحٍ
عَنْ عَبْدِ الْوَهَّابِ
بْنِ بُخْتٍ
عَنْ أَبِي
الزِّنَادِ
عَنْ
الْأَعْرَجِ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ إِنَّ
اللَّهَ
حَرَّمَ
الْخَمْرَ
وَثَمَنَهَا
وَحَرَّمَ
الْمَيْتَةَ
وَثَمَنَهَا
وَحَرَّمَ
الْخِنْزِيرَ
وَثَمَنَهُ
Ebû Hureyre (r.a)'den,
Hz. Nebi (s.a.v.)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Şüphesiz Allah
(c.c), şarab'ı ve karşılığında alınan parayı, ölü hayvanı ve karşılığında
alınan parayı, domuzu ve karşılığında alınan parayı haram kılmıştır."
İzah:
Hadis-i şerif, anılan
üç şeyin hem kendilerinin hem de satılmalan karşılığında alınan paranın haram
olduğunu çok açık bir şekilde bildirmektedir." Bunların haram oluşu
Kur'an-ı Kerim'de de sabittir. Bakara sûresinin 173. âyetinde domuz ve ölü
hayvan eti yasaklanmıştır. Bu âyetin meali şu şekildedir: "Şüphesiz
(Allah) size ölü hayvan etini, kanı, domuz etini, Allah'tan başkası için
kesilen hayvanı haram kılmıştır; fakat, darda kalana,.başkasının payına el
uzatmamak ve zaruret mikdarını aşmamak üzere günah sayılmaz. Çünkü Allah
bağışlayandır, merhamet edendir."
Mâide sûresinin 90.
âyetinde de içki, şeytan işi sayılarak şöyle denilmiş-tir:"Ey inananlar!
İçki, kumar, putlar ve fal okları şüphesiz şeytan işi pisliklerdir, bunlardan
kaçının ki saadete eresiniz."
Hanefî mezhebinde caiz
olmayan alışverişler; fasid ve bâtıl olmak üzere ikiye ayrılır:
Bâtıl alışveriş: Hem
asıl hem de vasıf yönünden sahih olmayan alışveriştir. Başka bir deyişle,
in'ikad şartlarının tamamı veya bir kısmı bulunmadığı için sahih olmayan
alışveriştir. Bâtıl alışveriş hiçbir şekilde mülkiyet ifade etmez. Dolayısıyla
bâtıl bir alışverişle müşteri eline geçen mal onda emanettir; müşterinin
elinde onun kusuru olmadan telef olsa satıcı durumunda olan şahıstan gider.
Semavi hiçbir din tarafından mal kabul edilmeyen bir şeyin satışı da bâtıldır.
Kanın satışı .gibi.
Fasid alışveriş: Esasen
sahih olup, vasıf yönünden sahih olmayan alışveriştir. Fasid alışveriş aslında
tam bir akiddir, fakat haricî vasıflar bakımından meşru değildir. Semavi din
mensuplarından bazılarına göre mal sa-yılmadığı halde bazılarına göre mal
sayılan bir şeyin başka bir mal karşılığında satılması fasiddir. Fasid bir
alışverişle satılan bir malı, müşteri kabzederse bu mülkiyet ifade eder.
Dolayısıyla müşterinin elinde telef olsa müşteriden gider.
Bâtıl olan
alışverişlerin sahih olması mümkün değildir. Fasid olan alışverişlerde ise
fesada sebep olan şey kaldırıldığı zaman, akid sahih hale gelebilir.
Bâtıl ve fasid
alışverişlerin tümü bunlardan ibaret değildir. Biz sadece konumuzu ilgilendiren
yönünü aldık.
Hadis-i şerifte anılan,
ölü hayvan eti (leş)nin satışı bâtıldır. Çünkü leş hiçbir semavi dinde mal
olarak kabul edilmemektedir. Domuz ve şarabın, para karşılığı değil de başka
bir mal karşılığında satışı fasiddir. Çünkü bunlar hristiyanlara göre maldır.
Para karşılığı satılması halinde ise satış bâtıldır. Bu ayırıma sebebin ne
olduğu fıkıh kitaplarında vardır. Fakat biz buraya aktarmayı fazla ayrıntı
görüyoruz. Ancak şunu belirtelim ki, şarap veya domuz herhangi bir meta (meselâ
kumaş vs.) karşılığında satıldığında, metâa karşılık olarak konuşulan şarap
veya domuz verilemez. O metam kıymeti para olarak verilir.
Hattâbî; hadisin
delaletiyle bir hıristiyanın şarabını döken veya domuzunu öldüren kişiye daman
(ödeme) gerekmediğini söyler. Bu; İmam Şafiî'nin görüşüdür.
Hanefîlere göre İse,
bir müslüman bir zimmînin şarabını veya domuzunu telef etse bunların kıymetini
öder. Çünkü bunlar her ne kadar bizim için mal değilse de zimmîlere göre
maldır. Dolayısıyla bu itlaf, kıymeti olan bir malı itlaf olur. Biz müslümanlar
zimmîleri kendi inançları ile başbaşa bırakmakla emrolunduk.
Domuzun kendisini
olduğu gibi, kılını satmak da caiz değildir. Kılının kullanılıp kullanılamayacağı
âlimler arasında ihtilaflıdır. İbn Şîrîn, el-Hakem, Hammâd, Şafiî, Ahmed b.
Hanbel ve îshak domuz kılını kullanmayı mekruh saymışlardır. Hanefîler,
zarurete binaen bazı iş dallarında onun kullanılabileceğini söylemişlerdir.
Hasenü'l-Basrî, Evzaî ve İmam Mâlik de Hanefîlerle aynı görüştedirler. Son
görüşü biraz açalım: Bu gruba göre her-hangibir işin domuz kılından başka bir
madde ile yapılması mümkün olmaz ise domuz kılını kullanmak cazdir, aksi halde
caiz değildir.
Hattâbî, hadisin hayvan
gübresi ve aynı necis olanların tümünün satışının caiz olmayışına da delil
olduğunu söyler. Hanefîlere göre ise; hayvan gübresinin satışı caizdir. Çünkü
bu madde tarladan daha fazla ürün alınması için kullanılır. Dolayısıyla maldır
ve mal olan bir şeyin satılması caizdir. İnsan pisliğinin satılması ise hem
Hanefî hem de Şâfiîlere göre caiz değildir. Ancak insan pisliği başka bir şeyle
karışık olursa satılabilir. Çünkü bu durumda yararlanılır. Şâfiîlere göre
hayvan tersinin satışı da caiz değildir.